Uluslararası Hoşgörü Günü

UNESCO‘nun 1995 Hoşgörü İlkeleri Bildirgesi:

“Hoşgörü, dünya kültürlerimizin zengin çeşitliliğine, ifade biçimlerimize ve insan olma yollarımıza saygı duymak, bunları kabul etmek ve takdir etmektir.”

Barışı arzulayan, demokrasinin yükselişte olduğu bir dünyada halâ ırkçılığın, yabancı düşmanlığının, milliyetçiliğin aşırı biçimlerinin, dini fanatizmin ve her türlü toplumsal dışlama ve ayrımcılığın güçlü bir şekilde yeniden canlandığına üzülerek tanık olmaktayız.

Hoşgörü; dünya kültürlerinin zengin çeşitliliğine, ifade biçimlerine ve insan olma yollarına saygı ve takdirdir. Hoşgörü, başkalarının evrensel insan haklarını ve temel özgürlüklerini tanır. İnsanlar doğal olarak çeşitlidir. Dünyanın her bölgesinde karma toplulukların hayatta kalmasını ancak hoşgörü sağlayabilir.

Vakıf olarak; 1996 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ilan edilen 16 Kasım “Uluslararası Hoşgörü Günü” nün tüm dünyada ve ülkemizde değişik din, inanç ve kültürlerden gelen insanların, karşılıklı hoşgörü ilkesi çerçevesinde, bağımsız ve tarafsız hukuk uygulamalarının geçerli olduğu, barış ve uyum içinde yaşayabilecekleri bir dünya yaratılmasına yönelik çabalara katkıda bulunmasını diliyoruz.


Nurten & Uğur Tatlıcı

Hindu Aleminin Diwali Festivali Kutlu Olsun

Diwali festivali, kötü karşısında iyinin, cehalet karşısında bilginin ve karanlık karşısında ışığın, zaferini temsil eder. Her yakılan kandil, iyiliğin kötülüğe üstünlüğünün bir kanıtıdır. Herkes birbirlerinin evlerine bolluk ve bereket getirmesini diler.

Bu vesileyle tüm dinlere ve inançlara eşit mesafede duran Salih Tatlıcı Vakfı olarak dünyanın dört bir yanında kutlama yapan bir milyardan fazla Hindu, Jain, Sih ve Budist’e mutlu bir Diwali diliyoruz.


Nurten & Uğur Tatlıcı


DİWALİ

DiwaliHindistan merkezli olup Hinduların kutladığı ve başlangıcı Hindu takviminin Ashvin ayının 13. gününe, karanlık iki haftanın başlangıcına denk gelen, “ışık festivali” anlamına gelen bir ulusal festivaldir. Teolojik anlamının yanı sıra yeni yılın kutlanmasını referans vermektedir. Genellikle beş (veya Hindistan’ın bazı bölgelerinde altı) gün sürer ve Hindu ay-güneş ayı Kartika’da (Ekim ortası ile Kasım ortası arasında) kutlanır.

Beş gün süren festivalin kökeni Hindistan alt kıtasındadır ve erken Sanskritçe metinlerde adı geçmektedir.

Tüm Can Dostlarımızı Kobay Olmaktan Kurtaralım

50’den fazla ülkede hayvanların refahını geliştiren, dünya çapında insan-hayvan bağını geliştirmek, köpekleri ve kedileri kurtarmak ve korumak, çiftlik hayvanlarının refahını iyileştirmek, yaban hayatını korumak, hayvanlardan arındırılmış test ve araştırmaları teşvik etmek, müdahalede bulunmak için dünya çapında çalışmalar yapan, felaketlere ve hayvanlara yönelik her türlü zulme karşı koymaya çalışan “Humane Society International” isimli organizasyona Salih Tatlıcı Vakfı olarak bağışta bulunduk. Bağışla ilgili olarak organizasyon tarafından Vakfımıza teşekkür belgesi sunuldu.

Kobay olarak kullanılmalarını önlemek için tüm hayvanlar koruma altına alınmalı

Bağışla ilgili olarak Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tatlıcı; “Dünya çapında milyonlarca fare, tavşan, köpek, kedi ve diğer hayvanlar üzerinde yapılan hayvan testlerine son verilmelidir. Hayvanlara artık insan çıkarları için zarar verilmemeli, sömürülmemeli, hayatlarını barış içinde yaşamalarına izin verilmelidir. Kedi, köpek eti ticaretine maruz kalanlar, laboratuvarlarda ve fabrika çiftliklerinde acı çekenler, vahşi doğada istismar edilenler de dahil olmak üzere dünya çapındaki tüm hayvanları korumaya ve onlara yapılan zulüme son vermeye yönelik çalışmaları desteklemek gerekiyor. Biz de Vakıf olarak; hayvan istismarı ile mücade eden, tüm hayvanlar için zulümsüz bir yaşam tarzı teşvik  etmeye yönelik çalışmalar yapan “Humane Society International” isimli organizasyona bağışta bulunmayı görev bildik.” dedi.

Humane Society International

Dünyanın önde gelen hayvan koruma yardım kuruluşlarından biri olan “Humane Society International” (HSI), 50’den fazla ülkede hayvanların refahını geliştiriyor ve 30 yılı aşkın süredir olumlu değişime öncülük ediyor.

HSI, hayırseverlik sorumluluğuna ilişkin 20 standardın tamamı için “Better Business Bureau” tarafından onaylanmıştır. Kurtarma çabaları, afet müdahalesi, veteriner klinikleri ve yerel kuruluşları güçlendiren çalışmaları aracılığıyla, dünya çapında hayvanların çektiği acılarla mücadelede kritik ve genişleyen bir rol üstlenmiştir.

Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde kozmetik ürünlerin hayvanlar üzerinde test edilmesine yönelik ulusal yasaklar getirilmesi için yoğun çaba sarfetmektedir. Ayrıca az gelişmiş ükelerdeki köpek eti ticaretiyle ve evcil hayvanların aşırı popülasyonuyla etkili ve insani bir şekilde mücadele etmektedir. Fonlarının yüzde seksen beşi, acımasız köpek eti ticaretine son vermekten yaban hayatı istismarının korkunç biçimleriyle mücadeleye kadar hayvan koruma programlarına harcanmaktadır.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Gazze’de Direnen Filistin Halkının Yanındayız

Vakfımız; Gazze’de devam eden savaştan olumsuz etkilenen Filistinli çocuklar ve ailelerle dayanışma göstermek, onların acılarını hafifletmek ve şiddetini azaltmak amacıyla başlatılan “Gazze için Tarahum*” ulusal kampanyasını destekleyen merkezi Birleşik Arap Emirliği olan “Big Heart Foundation” vakfına bağışta bulundu. Bağışla ilgili olarak Dernek tarafından Vakfımıza teşekkür belgesi sunuldu.

*Şefkat

Masum Sivil Halklar, Kadınlar, Çocuklar, Kundaktaki Bebekler Füzelerin Hedefi Olmamalı

Bağışla ilgili olarak Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tatlıcı; “İsrail yönetimi elli yılı aşkın süredir eline geçen her fırsatta ibadethanelere saldırmakta, Gazze’de yaşayan masum sivil halkı, kadınları, çocukları, kundaktaki bebekleri katletmektedir. Tedavi bekleyen savunmasız insanların bulunduğu hastaneye füze atmak insanlık dışıdır. Kim hangi amaçla yaparsa yapsın; sivil halkı, ibadethaneleri, kadınları, çocukları, bebekleri füzelerin hedefi haline getirmek kabul edilemez. Tepkimiz İsrail halkına veya Yahudilere değil, işgalci ve yayılmacı İsrail Yönetiminedir. İnsanlık dışı bu vahşeti kınamak ve Filistin halkının yanında olmak, zulme direnmek, mazluma sahip çıkmak hepimizin insani ve ahlaki görevidir. Vakıf olarak İsrail’in hukuksuz işgalinden ve zulmünden mağdur olan dost ve kardeş Filistin halkı için faaliyet gösteren “Big Heart Foundation” vakfına destek verdik. Bu vesileyle diplomatik gayretlerin biran önce olumlu bir şekilde sonuçlanarak, İsrail’in işgalinin ve zulmünün sona erip, barışın sürekli olarak sağlanmasını temenni ediyoruz dedi.

Big Heart Foundation

Başlangıçta 2013 yılında bir bağış toplama kampanyası olarak kurulan Big Heart Foundation, 2015 yılında tam teşekküllü bir vakıf haline getirildi ve Majesteleri Şeyh Dr. Sultan Bin Mohammed Alqasimi’nin eşi Sheikha Jawaher Bent Mohammed Al Qasimi tarafından başlatılan çeşitli girişimler ve kampanyalarla devam etmiştir.

Vakfın görevi, dünya çapında savunmasız durumdaki savunmasız çocukları ve ailelerini korumak ve güçlendirmektir. O tarihten bu yana Vakıf, 25’ten fazla ülkede ihtiyaç sahibi yaklaşık 4 milyon kişiye sağlık, eğitim ve acil yardım hizmetleri sağlamıştır. Big Heart Foundation, savunuculuk, insani yardım ve kalkınma çabaları aracılığıyla dünya çapında, özellikle Arap bölgesinde, savunmasız çocukların ve ailelerin haklarını koruyarak ve yaşamlarını iyileştirerek savunmasız kişilerin korunduğu ve onurlu bir şekilde yaşamaları için güçlendirildiği bir dünya vizyonuna sahiptir.

Big Heart Foundation dünyanın her yerinde farklı sektörlerde çalışarak insanlara fayda sağlamakta ve onlara geniş kapsamlı destek sunmaktadır.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Vakfımızdan “Özel Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi”ne Destek

Vakfımız; Fatih Sultan Mehmet’in fermanıyla 1454 yılında İstanbul’un Fener semtinde kurulan ve 500 yılı aşkın süre eğitim veren “Özel Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi”’ne bağışta bulundu.

Hayır amaçlı faaliyet gösteren tüm kurumları destekliyoruz

Bağışla ilgili olarak Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tatlıcı; “İstanbul’lu Ortodoksların kendi dillerinde eğitim yapabilmeleri için Padişah fermanıyla kurulan, Osmanlı İmparatorluğu’nun yüksek mevkilerinde görev almış bulunan çok sayıda Fenerli Rum, Baş Tercüman, Eflak ve Boğdan Beyleri, Patrik ve Yüksek Din Görevlilerini yetiştirmiş olan “Özel Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi” tarih ve kültür mozaiğimizde vazgeçilmez bir yere sahiptir.  Sadece bir okul olmanın ötesinde, farklı kültürleri bir araya getiren, hoşgörünün ve birlikte yaşamanın simgesi olan Özel Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi’ne destek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.

Özel Fener Ortaokulu ve Lisesi

Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi, 1454 yılında İstanbul’un Fener semtinde kurulmuş, tarihin en eski ve en görkemli okullarındandır. Okul, tarih içinde «Patrikhane Akademisi», «Kırmızı Okul» veya «Birinci Akademi», «Mekteb-i Kebir» isimleriyle de anılmıştır.

500 seneyi aşkın süre eğitim veren okul, İstanbul’un fethinden önce farklı isimlerle faaliyetini sürdürmüş, bugünkü adını, bulunduğu Fener semtinden esinlenerek almıştır. İstanbul’un fethinden sonra Bizans’ın yönetici sınıfı ve tüccarları kenti terk ederek Ege adaları, İtalya ve Fransa’ya sığınmıştı. Fatih Sultan Mehmet, 1454’te tüm İstanbullu Ortodoksları kente geri çağırınca; Ortodoksların kendi dillerinde eğitim yapabileceklerini, Patrikhanelerini yeniden ihya edebileceklerini ve ibadetlerini eskiden olduğu gibi serbestçe yerine getirebileceklerini bildirdi. Bunun üzerine İstanbul’dan ayrılmış olan Rumlar gruplar halinde kente geri döndü.

Günümüze kadar ulaşan görkemli bina 1880-1882 yılları arasında mimar Dimadis tarafından inşa edilmiştir. On dokuzuncu yüzyılın en önemli mimarlarından biri olan ve Fener Rum Erkek Lisesi mezunları arasında bulunan Mimar Konstantinos Dimadis, eserin yapı malzemelerinden çoğunu Marsilya’dan getirtmiştir. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde özellikle İtalya ve İspanya’da da şatolar yapan Dimadis, eseri iki sene gibi kısa sayılabilecek bir sürede bitirmiştir.

İstanbul’un beşinci tepesindeki Fener sırtlarında inşa edilen okulun bugünkü binası; geniş ve yüksek cephesi, kırmızı ateş tuğlaları ve ortasındaki kubbeli gösterişli kulesiyle Haliç’in en görkemli yapılardan biridir. 

1903’te okulun bünyesine, ilkokul öğretmeni yetiştirmeye yönelik, Klasik Filoloji ve Pedagoji Eğitimi veren bölüm eklenmiştir. Cumhuriyet’in ilanından sonra Fener Rum Erkek Lisesi adını alan okul, 1989 yılında hemen bitişiğindeki Yuvakimion Kız Lisesi’nden öğrencileri kabulünden günümüze kadar karma eğitim ile faaliyetine «Özel Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi» olarak devam etmektedir.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Vakfımızın Afrika’da Yaptırdığı İkinci Su Çeşmesi Faaliyete Geçti

Vakıf olarak, yeryüzünün su, gıda, enerji ve eğitim sorunlarını sürdürülebilir biçimde çözmek için yenilikçi ve bilimsel projeler yürüten IDEA Universal Derneği ile işbirliğimiz devam ediyor.

Afrika’daki ikinci çeşmemizi Tanzanya’nın Kijuni Köyü’nde yaptırdık. Böylece bu köyde yaşayan 370 kişi artık kalıcı bir şekilde temiz suya erişebiliyor. 

Kijuni Köyü’nde yaşam artık daha kolay, eşit ve adil bir hale geldi.

Bu köydeki insanlar için temiz bile olmayan suya yapılan zorlu yolculuk sona erdi. Bu sayede çocuklar oyuna ve derslerine daha fazla zaman ayırabiliyor. Kadınlar ekonomik hayata katılabiliyor ve sosyalleşme olanağı yaratabiliyor.

Bağışla ilgili olarak IDEA Universal Derneği Vakfımıza teşekkür belgesi sundu.

 

Salih Tatlıcı Vakfı

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Vakfımızdan “Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı”na Destek

Salih Tatlıcı Vakfı; 1832 yılında kurulan, iki yüzyıla yaklaşan tarihi boyunca insana saygı ve hizmet anlayışından uzaklaşmadan ülkemizin bir çok yerinden gelen hastaları tedavi etmiş, yaşlı, yetim ve öksüzleri  barındırmış olan İstanbul’daki ermeni cemaatine bağlı asırlık “Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı” ’na bağışta bulundu.

Sosyal Sorumluluk Bilinciyle Faaliyet Gösteren Asırlık Kurumlarımız Desteklenmeli

Bağışla ilgili olarak Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tatlıcı; “Gelişmiş tıbbi hizmeti aynı ölçüde gelişmiş sosyal sorumluluk bilinci içinde sunarak hasta, hasta yakını, çalışan güvenliği ve memnuniyetini sürekli olarak arttırarak, sunulan hizmetin insan, doğa, hayvan sağlığı üzerindeki tüm olumsuz etkilerini engelleyecek önlemleri alarak toplumumuza hizmet sunan asırlık “Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı”’na destek olmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.

Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı

Türkiye’nin en köklü ve deneyimli hastanelerinden biri olan Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi; Kazaz Artin Amira Bezciyan’ın önderliğinde, dönemin önde gelen ermeni cemaati mensuplarının girişimleri ve destekleri ile kurulmuştur. Osmanlı Sultanı II. Mahmut Hazretleri’nin fermanı ile 1832 yılında kurulan Hastane, inşaat ve donanım çalışmalarını 31 Mayıs 1934 tarihinde tamamlayıp hizmet vermeye başlamıştır. Güvenirlik ve sosyal sorumluluk, bütün bu süre içinde Hastane çalışmalarına yön veren ana prensipler olarak belirginleşmiştir. Kuruluş amaçlarına titizlikle bağlı kalan, insana saygı ve hizmet anlayışından uzaklaşmadan etik değerleri korumak için büyük özen gösteren Hastane, teknolojik gelişmeleri de çok yakından takip etmiştir. Surp Pırgiç Hastanesi hem tarihi kimliğini korumayı, hem de baş döndürücü bir hızla gelişen teknolojik yenilikleri kendi bünyesinde uyarlamayı başaran bir hastanedir.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Yaşanan Deprem Nedeniyle Dost Ve Kardeş Fas Halkının Yanındayız

Fas’ın El-Huz bölgesinde meydana gelen depremde can kaybı yaşanmasından, çok sayıda kişinin yaralanmış olmasından ve depremin ciddi hasara yol açmasından Salih Tatlıcı Vakfı olarak derin üzüntü duyduk. Dost ve kardeş Fas halkına ve hükümetine başsağlığı; hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Bir başka dost ülke Fransa’nın Fas’ın acil ihtiyaçları ve ülkenin yeniden inşası için yaptığı yardımlar doğrultusunda; Vakfımız Fas halkının yaralarını sarmasına bir nebze faydası olması için acil olarak Fransız Kızılhaç Örgütü’ne nakdi yardımda bulundu.

Bağışla ilgili olarak Fransız Kızılhaç Örgütü Vakfımıza teşekkür mektubu gönderdi.

Tüm Fas halkına geçmiş olsun…

 

Salih Tatlıcı Vakfı

Nurten Tatlıcı & Uğur Tatlıcı

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Vakfımızdan “Once Girl Can Society”ye Destek

BBC Afganistan muhabirinin haberine göre; kız öğrencilerin  üniversiteye gitmelerini yasaklayan Afganistan’daki Taliban rejimi, aynı zamanda kız öğrencilerin yurtdışında okumak için ülkeden ayrılmalarını da engelliyormuş.

Biz de Vakıf olarak; bir kızın ilkokuldan ayrıldığı andan itibaren anlamlı bir iş bulduğu güne kadar hayatını değiştiren yolculuğunun her adımını destekleyen Kanada ve Kenya’da kayıtlı bir hayır kurumu olan One Girl Can Society’e bağışta bulunduk. Dernekten bağışla ilgili olarak Vakfımıza teşekkür mektubu  sunuldu.

Her Seferinde Bir Kız Çocuğu Olmak Üzere Bir Nesli Ayağa Kaldırmak Mümkündür

Bağışla ilgili olarak Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tatlıcı; “Gelecek nesillerin sağlıklı yetişmesi için kız çocuklarının çok iyi eğitim alması gerekiyor. Mütevazı bir yardım bile, her seferinde bir kız olmak üzere bir nesli ayağa kaldıracak bir güçlenme döngüsünün yönlendirilmesine yardımcı olacaktır. Çünkü bir kız çocuğunun yoksulluk ve cinsiyet eşitsizliği baskısının üstesinden gelmesine yardım ettiğinizde, o da aynısını bir başkası için yapabilir. İster büyük ister küçük olsun her hediye, bir nesil kız çocuğunun güçlenmesine yardımcı olacaktır.” dedi.

One Girl Can Society

One Girl Can, yoksulluk döngüsünü kırmaya ve eğitim yoluyla cinsiyet eşitliğini artırmaya yardımcı olmak amacıyla 2008 yılında Güney Afrika doğumlu Lotte Davis tarafından kuruldu. Çalışmalar önce Kenya’nın en yoksul bölgelerinin bazılarında başladı. Kız çocuklarının eğitimini desteklemek için güvenli bir öğrenim ortamının şart olduğunun bilincinde olarak kız okulları inşa edilme ve yenileme çalışmaları yapıldı.

One Girl Can Society, bütünsel bir eğitim, mentorluk ve öğretim modeli aracılığıyla genç kadınlara fırsat yaratmaktadır. One Girl Can artık 1000’den fazla kız çocuğuna gururla sponsorluk yapıyor. Öğrencilerin çoğu tıp fakültesine gidiyor, mühendis, avukat, teknoloji ve işletme uzmanı oluyor. Mentorluk programı ise, kızların ortaokula başladıkları andan üniversitenin son yılına kadar sürüyor. Program şu anda yılda 11.000’den fazla öğrenciye mentorluk yapmaktadır.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Dost ve Kardeş Filistin Halkının Yanındayız

Vakfımız; İsrail tarafından hunharca işgal edilmiş olan Filistin topraklarında (Kudüs ve Gazze Şeridi dahil Batı Şeria) yaşayan; yaşlı, çocuk, kadın demeden yıllarca İsrail’in vahşi saldırıları ile hayatını kaybeden, sakat kalan, yaralanan dost ve kardeş Filistin halkının sağlığı, refahı, sosyal ve kültürel ihtiyaçları ile yakından ilgilenen “Filistin Kızılayı Derneği”’ne bağışta bulundu.

Bağışla ilgili olarak Dernek tarafından Vakfımıza teşekkür mektubu sunuldu.

İsrail Filistin Topraklarının İşgaline Son Vermelidir

Bağışla ilgili olarak Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tatlıcı; “İsrail elli yılı aşkın süredir Filistin topraklarını hukuksuz olarak işgal etmektedir. İsrail elli yıldır kendi yurtlarında azınlık konumuna düşen ve dinini yaşayamayan Filistinli kardeşlerimize aralıksız zulmediyor. İsrail güvenlik güçlerinin ibadethanelerin maneviyatını ve kutsiyetini hiçe sayarak ibadet eden Filistinli kardeşlerimize yaptığı vahşeti kınıyoruz. İsrail’e tepkimiz Yahudi oldukları için değil, işgalci ve yayılmacı oldukları içindir. İnsanlık dışı bu saldırıları kınamak, zulme direnmek, mazluma sahip çıkmak hepimizin insani ve ahlaki görevidir. Vakıf olarak İsrail’in hukuksuz işgalinden ve zulmünden mağdur olan dost ve kardeş Filistin halkı için faaliyet gösteren “Filistin Kızılayı Derneği”’ne destek verdik. Bu vesileyle diplomatik gayretlerin biran önce olumlu bir şekilde sonuçlanarak, İsrail’in işgalinin ve zulmünün sona erip, barışın sürekli olarak sağlanmasını temenni ediyoruz” dedi.

Filistin Kızılayı Derneği (Palestine Red Crescent Society)

Filistin Kızılayı Derneği (PRCS), Cenevre Sözleşmesine dayalı olarak işgal altındaki Filistin topraklarında ve Filistin halkının toplanma alanlarında faaliyet gösteren ulusal, bağımsız ve resmi olarak tanınan bir topluluk ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi’nin bir bileşenidir.

Sözleşmeler ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi’nin yedi ilkesi: insanlık, tarafsızlık, tarafsızlık, bağımsızlık, gönüllülük, birlik ve evrensellik. Filistin’deki ilk Kızılay Cemiyeti 1910 yılında Kudüs’te kuruldu. Kızılay, 1948’deki Nakba’dan günümüze kadar Filistin halkının acılarına eşlik eden Hayfa, Yafa, Nablus, El Halil gibi diğer Filistin şehirlerinde de yayılmaya devam etti. Filistin Kızılayı Derneği, 26.12.1968 tarihinde resmi olarak Ulusal Dernek olarak kurulmuş ve Dernek, sağlık hizmetlerini Ürdün’deki Schneller Filistin mülteci kampında küçük bir klinik aracılığıyla sunmaya başlamıştır. Filistin Ulusal Konseyi’nin 1.9.1969 tarihinde Kahire’de yapılan altıncı oturumunda aldığı karara göre tüzel kişiliğini kazanmış ve bu tarihten sonra onlarca kişiyi kapsayan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün önemli bir sağlık ve sosyal kurumu haline gelmiştir. Derneğin bu önemli rolü ve hukuki statüsü, 1977 tarihli 46 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve 2006 tarihli 12 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile teyit edilmiştir. Buna göre Dernek, Uluslararası Kızılderililer Federasyonu’na tam üyelik (üye No: 184) elde etmiştir. Hilal ve Kızılhaç Dernekleri, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi’nin yirmi dokuzuncu Uluslararası Konferansı’nın 22.6.2006 tarihli kararına dayanmaktadır.

Filistin Kızılayı’nın misyonu, nerede ve nerede ihtiyaç duyulursa Filistin halkına insani, sağlık, sosyal ve yardım hizmetleri sunmaktır. Dernek, insanların acı çekmesini önlemek için, doğal afetler ve işgalin yol açtığı acılar gibi çeşitli acil durumlara karşı hazırlıklılığını artırmayı ve toplumun sağlık ve sosyal hizmet ve programlarını sağlamaya ve geliştirmeye devam etmeyi amaçlamaktadır. Anavatan ve diasporanın kalitelerini iyileştirmek, baskı, savunuculuk ve insani diplomasi programlarını etkinleştirmek ve insani rolünü geliştirmek için destek alabilmek, kurumsal inşa sürecini sürdürmek ve Birliğin yeteneklerini güçlendirmek için Derneğin ortaklıklarını güçlendirip çeşitlendirmek derneğin amaçları arasındadır. Dernek ve şubeleri, görevlerini yerine getirmek ve karşılaştığı zorluklarla yüzleşmek için çalışmaktadır.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.