Nurten ve Uğur Tatlıcı’dan “Uluslararası Kızılhaç Komitesi”’ne Destek

Nurten ve Uğur Tatlıcı; uluslararası bir yardım kuruluşu olan Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin savaştan olumsuz etkilenen Ukrayna’daki sivil insanların sağlık, barınma, korunma, gıda ve hijyen ihtiyaçlarını karşılamak için organize ettiği “Ukrayna için insani yardım” kampanyasına bağışta bulundu.

Ukrayna’da savaş mağdurlarına destek veriyoruz

Bağışla ilgili olarak Uğur Tatlıcı; “Rahmetli babam Salih Tatlıcı, diyalog ve ikna yöntemiyle çözülemeyecek hiçbir sorun olmadığını söylerdi. Ukrayna ve Rusya arasında devam eden gerilim maalesef savaşa dönüştü. İnsanlık bir kez daha savaşın doğurduğu yıkım, acı ve kayıplarla sınanıyor. Daha önce yaşanmış benzerlerinin acısı henüz dinmeden uluslararası toplumun çaresiz kalarak izlediği bu krizde sivil yerleşimler savaş alanına dönüşmüş, sivil insanlar, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, engelliler korku ve panik içerisinde sığınaklarda, yeraltı metro istasyonlarında soğuk ve sıkıntılı şartlarda hayata tutunmaya çalışıyorlar. Medyadan öğrendiğimize göre büyük kentlerde halk, acil sağlık, barınma, korunma, gıda ve hijyen hizmet ve malzemelerinde büyük sıkıntılar yaşıyor. Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin Ukrayna’da çok ihtiyaç duyulan tıbbi ve insani yardım sağlama faaliyetlerinin devam edebilmesi için organize ettiği yardım kampanyasına destek verdik. Bu vesileyle barışı yeniden sağlamaya yönelik diplomatik gayretlerinin biran önce olumlu bir şekilde sonuçlanmasını, savaşın sona erip, barışın gelmesini diliyoruz.” dedi.

Tarafsız ve Bağımsız İnsani Yardım Kuruluşu: Uluslararası Kızılhaç Komitesi

Uluslararası Kızılhaç Komitesi, dünyanın en eski ve en tanınmış kuruluşlarındandır. Türkiye dahil 195 ülkenin üyesi bulunmasıyla birlikte uluslararası insancıl hukuk alanında önemli yeri bulunan yardım ve koruma faaliyetleri ile bağımsız ve tarafsız bir insani kuruluşlardan birisidir.

Misyonu; insan yaşamı ve onurunu korumak ve tüm dünyada savaş ile iç çatışma kurbanlarına yardım etmek, hümanizmin gücünü harekete geçirerek tüm dünyada güçsüz ve yardıma muhtaç insanların yaşamını iyileştirmektir.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için şahsi gelirleri ile yapılmıştır.

Uğur ve Nurten Tatlıcı’dan “Ukrayna İçin Şimdi!” Kampanyasına Destek

Merhum işadamı Salih Tatlıcı’nın eşi Nurten Tatlıcı ile oğulları Uğur Tatlıcı;

Kızılay’ımızın savaştan olumsuz etkilenen Ukrayna’daki sivil insanların sağlık, barınma, korunma, gıda ve hijyen ihtiyaçlarını karşılamak için organize ettiği “Ukrayna İçin Şimdi!” yardım kampanyasına bağışta bulundu. Kızılay Genel Başkanı Sayın Dr. Kerem Kınık’dan Nurten ve Uğur Tatlıcı’ya teşekkür belgesi takdim edildi.

Ukrayna’da savaş mağdurlarına destek olmak insanlık görevidir

Bağışla ilgili olarak Uğur Tatlıcı; “Rahmetli babam Salih Tatlıcı savaş insanlık için büyük bir felakettir ve sorunlar asla savaşla çözülemez, aksine büyür ve derinleşir derdi. Ukrayna ve Rusya arasında devam eden gerilim maalesef savaşa dönüştü. Savaşın en büyük mağdurları hiç kuşkusuz çocuklardır. Savaşlar çocukların geleceğini karartmakta, onları eğitimlerinden, beslenmelerinden yoksun bırakmakta, ailelerini dağıtmakta, en kötüsü canlarını almaktadır. Savaş insanların yaşam sevinçlerini ellerinden alır, ekonomik düzeni altüst eder. Annem ve ben bu savaşın bir an önce bitirilip sorunun diplomatik yöntemlerle çözülüp, barışın gelmesini diliyor, Kızılay’ımızın Ukraynalı savaş mağduru sivillerin yaralarını sarmak için organize ettiği “Ukrayna İçin Şimdi!” kampanyasını can-ı gönülden destekliyoruz.” dedi.

İnsancıllığın, tarafsızlığın, barışın simgesi Türkiye Kızılay Derneği

Savaş alanında yaralanan ya da hastalanan askerlere hiçbir ayırım gözetmeksizin yardım etmek arzusundan “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla 11 Haziran 1868 tarihinde kurulmuştur. Kızılay’ın alameti, beyaz zemin üzerinde karşıdan bakarken sola doğru açık kırmızı “ay” dır. Yalnız Kızılay bayrağında “ay”ın açık yüzü bayrak direğinin tersine doğrudur. Kızılay, 1876 Osmanlı- Rus Savaşı’ndan 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar geçen süre içinde, Türkiye’nin taraf olduğu tüm savaşlarda, cephe gerisinde kurduğu seyyar ve sabit hastaneler, hasta taşıma servisleri, donattığı hastane gemileri, yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hasta bakıcılar aracılığıyla savaş alanında yaralanan ya da hastalanan on binlerce Mehmetçik’in dost ve düşman askerinin bakım ve tedavisine yardımcı olmuş, Türk olsun düşman olsun savaş esirlerine gereken insancıl yardımları yapmış; savaştan etkilenen sivil halkın bakımı ve korunması için çaba göstermiştir.

Kızılay’ın amacı, her nerede görülür ise, hiçbir ayrım yapmaksızın insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın hayatını ve sağlığını korumak, onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu, saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı getirmeye uğraşmaktır. Kızılay ihtiyaç anında dayanışmanın, ıstırap anında eşitliğin, savaşın en kızgın anında insancıllığın, tarafsızlığın ve barışın simgesidir. Kızılay, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Topluluğu’nun temel ilkelerini paylaşır. Bunlar; insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik ilkeleridir. Kızılay, tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tâbi, kâr amacı gütmeyen, yardım ve hizmetleri karşılıksız olan ve kamu yararına çalışan bir gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için şahsi gelirleri ile yapılmıştır.

Vefalı Doğa Dostları Nurten ve Uğur Tatlıcı’dan Denizlerimizin Korunmasına Destek

Merhum işadamı Salih Tatlıcı’nın eşi Nurten Tatlıcı ile oğulları Uğur Tatlıcı; denizlerimizin, sahillerimizin ve su yollarının korunması ve temiz tutulması için önemli çalışmalar yapan Deniz Temiz Derneği/Turmepa’ya destek olmaya devam ediyorlar. Desteklerinden dolayı Nurten ve Uğur Tatlıcı’ya Deniz Temiz Derneği/Turmepa tarafından sertifika sunuldu.

Denizlerimizi yaşatmak için her zaman elele dayanışma içinde olmalıyız

Bağışla ilgili olarak Uğur Tatlıcı; “Bildiğiniz gibi merhum Salih Tatlıcı’nın aramızdan ayrıldığı 22 Şubat 2009 tarihinin her yıl dönümünde ulusal bir gazetede anma ilanı yayınladık. 2020 yılından itibaren, gazetede anma ilanı yayınlamak yerine sivil toplum kuruluşlarına bağış yapmak uygulamasına geçtiğimizi duyurmuştuk. Nitekim çeşitli alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına desteğimizi sürdürdük ve sürdürmeye devam ediyoruz. Bu yıl da aramızdan ayrılışının 13. yılında 22 Şubat’da rahmetli babam Salih Tatlıcı’yı yine mezarı başında özlemle andık. Ayrıca önceki yıllarda çeşitli vesilelerle Deniz Temiz Derneği/Turmepa’ya verdiğimiz desteğe bu yıl bir yenisini daha ekledik. Rahmetli Babam Salih Tatlıcı “denizler bana sakinlik ve huzur veriyor” derdi. Bildiğiniz gibi Turmepa, uzun yıllardır denizlerimizin temiz tutulması için önemli çalışmalar yapan bir sivil toplum kuruluşu. Biz de kendilerine deniz suyunun temizlenmesine yönelik faaliyetleri için bir destek vermek istedik.” dedi.

Türkiye’nin denizlerini ve suyollarını koruma konusunda önemli bir rol üstlenen

Deniz Temiz Derneği/TURMEPA

TURMEPA, ülkemiz kıyı ve denizlerinin korunmasını ulusal bir öncelik haline getirmek ve gelecek nesillere temiz denizlerin kucakladığı yaşanabilir bir Türkiye bırakmak amacıyla, 8 Nisan 1994 tarihinde Rahmi M. Koç’un kurucu başkanlığında, Deniz Ticaret Odası ve bir avuç deniz sevdalısıyla birlikte başlatılmış bir sivil toplum hareketidir. Hayata geçirdiği projelerle, gerek ulusal gerekse uluslararası alanda kamuoyunun yakından tanıdığı TURMEPA, 25 yıl içinde Türkiye’nin önde gelen deniz odaklı sivil toplum kuruluşu haline gelmiştir. 1995 yılında yayınladığı “Denizleri Koruma Deklarasyonu” ile IMO, UNEP, The Club of Rome, ICS ve IUCN gibi organizasyonların uluslararası platformlarda desteklerini alan TURMEPA, 19 Haziran 2000 tarihinde Bakanlar Kurulu’nca alınan kararla, kamu yararına çalışan dernek statüsünü elde etmiştir.

Türkiye’nin denizlerini ve suyollarını koruma konusunda önemli bir rol üstlenen TURMEPA, ülkemizin bu alanda faaliyet gösteren lider sivil toplum kuruluşudur. Ülkemiz, deniz ve kıyılarının gerek doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel kaynakları, gerekse biyolojik çeşitliliği ile hem sualtı hem de su üstü canlı ve cansız varlıkları açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. DenizTemiz Derneği/ TURMEPA, kurulduğu günden bu yana deniz ve kıyılarımızın korunmasını ulusal bir öncelik haline getirerek gelecek nesillere, kalkınmada sürdürülebilirlik hedefine ulaşmış, yaşanabilir bir Türkiye bırakmak amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için şahsi gelirleri ile yapılmıştır.

Nurten ve Uğur Tatlıcı’dan TEMA Vakfı’na Fidan Bağışı

Merhum işadamı Salih Tatlıcı’nın eşi Nurten Tatlıcı ile oğulları Uğur Tatlıcı;

yarınlarımızın güvencesi olan orman alanlarımızı desteklemek amacıyla TEMA, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nın projesi olan “Ağrı Sabuncu Hatıra Ormanı”’na 700 adet fidan bağışladılar. TEMA Vakfı, Nurten ve Uğur Tatlıcı’nın bağışlarıyla dikilen 700 fidanı sertifikalandırdı.

Orman alanlarımızı çoğaltmak için fidan bağışlamaya devam edeceğiz

Bağışla ilgili olarak Uğur Tatlıcı; “Rahmetli babam da doğayı çok severdi, ‘doğa bize verilmiş olan en kıymetli hediyedir’ derdi. Temiz bir dünyada yaşamak, erozyonun oluşmasını önlemek için mevcut ormanlarımızı çok iyi korumak ve geliştirmenin yanında, yeni orman alanları üretmek için de her fırsatta daha çok ağaç dikmeli ve teşvik etmeliyiz. Doğaya sahip çıkmak, gelecek nesillere temiz hava, su ve toprakdan oluşan sağlıklı bir çevre bırakmak başlıca hedefimiz olmalıdır. Bunun için annem Nurten Tatlıcı ile birlikte ormanlarımızın çoğalması için destek olmaya devam ediyoruz. Ülkemizde erozyonla ve çölleşmeyle mücadele yanında, doğal varlıkları koruma ve ağaçlandırma alanlarını geliştirme amacıyla uzun yıllardır çok önemli çalışmalar yapan TEMA Vakfı ile işbirliği yaparak, 2009 yılında babam merhum Salih Tatlıcı’nın adını taşıyacak orman alanına 2000 fidan dikip bu fidanları sevip saydığımız yakınlarımız adına bağışlamıştık. Bu yıl yine babam merhum Salih Tatlıcı anısına TEMA Vakfı’nın bir projesi olan “Ağrı Sabuncu Hatıra Ormanı”’na 700 fidan dikerek sevip saydığımız yakınlarımız adına Tabiat Ana’ya armağan etmeyi hedefledik. Doğayı ve çevreyi korumak amacıyla üzerimize düşeni her zaman yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Erozyonla ve Çölleşmeyle Mücadelede Öncü Kuruluşumuz TEMA Vakfı

Kısa adıyla kamuoyunda TEMA olarak bilinen TEMA, Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı, 11 Eylül 1992 tarihinde “Türkiye Çöl Olmasın” sloganıyla Hayrettin Karaca ve A. Nihat Koçyiğit isimli işadamları tarafından kuruldu. Bu alanda yaptıkları öncü girişimleri nedeniyle doğa severlerin desteğini alan ve geniş kamuoyunun Toprak Dede ve Yaprak Dede olarak bildiği Karaca ve Koçyiğit, vakfın kurucu onursal başkanları olarak ülkemizin çölleşmesinin önüne geçecek çok önemli adımlar atmışlardır.

Sürdürülebilir yaşam ilkesiyle başta topraklarımız olmak üzere tüm doğal varlıkların korunması için bilim temelli çalışan, topraktan gelen toplumsal barışa inanan, halkla bütünleşen, ülkenin ve dünyanın geleceğinde söz sahibi olan, gönüllü, bilinçli, öncü, uluslararası ve muteber bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak faaliyetini sürdürmekte olan        

TEMA Vakfı; ülkemizin bütün şehirlerinde yeni orman alanları oluşturulması için ağaçlandırma çalışmaları yapmanın yanında, çevre bilincinin geliştirilmesi amacıyla eğitim faaliyetleri organize eden, kırsal kalkınma ve yeni çevre politikalarının oluşturulması yönünde sosyal sorumluluk projelerine imza atan; bu alanda Birleşmiş Milletler başta dünyanın önde gelen çevre koruma kuruluşlarıyla işbirlikleri geliştiren ve bütün bu faaliyetleri nedeniyle de uluslararası ödüller kazanmış öncü bir kuruluşumuz olarak dikkat çekmektedir.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için şahsi gelirleri ile yapılmıştır.

Uğur ve Nurten Tatlıcı’ya Darüşşafaka Cemiyeti’nden Sertifika

Merhum işadamı Salih Tatlıcı’nın eşi Nurten Tatlıcı ile oğulları Uğur Tatlıcı,

annesi ve/veya babası hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, yetenekli ve başarılı çocuklarımızın ve gençlerimizin ortaokuldan üniversiteye, eğitimine  destek olabilmek amacıylakuruluşunun 158. yılında Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışta bulundular.

Her Fırsatta Eğitime Destek Vermek Rahmetli Babamın da Önceliğiydi

Bağışla ilgili olarak Uğur Tatlıcı; “Rahmetli babam eğitime çok önem verirdi. Annem ile bana da daima her fırsatta eğitime destek vermemizi öğütlerdi. Küçük yaşta annesini, babasını kaybetmiş, maddi olanağı olmadığı için iyi bir eğitim alamayacak çocukları yetiştirip hayata kazandıran, fırsat eşitliği sağlayan, böylesi kutsal bir görevi üstlenen, ülkemizin eğitim alanındaki ilk köklü sivil toplum kuruluşu, 158 yıllık geçmişiyle ülkemizde sürdürülebilir kurumlara örnek teşkileden Darüşşafaka’mıza katkı sağlamış olmak annemi ve beni çok mutlu etti.” dedi.

158 yıldır eğitimde fırsat eşitliği sağlayan geleneksel kurumumuz Darüşşafaka Cemiyeti

Yusuf Ziya Paşa, Gazi Ahmed Muhtar Paşa, Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa, Sakızlı Ahmet Esat Paşa ve Ali Naki Efendi tarafından “Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye” adlı dernek, 30 Mart 1863tarihli Sultan Abdülaziz Han’ın fermanıyla kuruldu. Amacı; yoksul ve yetim çocukların eğitim-öğretimine destek olmaktı. Pek çok Osmanlı paşası ve aydınının üyesi olduğu Dernek, Türkiye tarihinin eğitim alanındaki ilk sivil örgütlenme örneğini oluşturdu. Darüşşafaka Eğitim Kurumları; 1863 yılından bugüne hayırseverlerin bağışlarıyla, iyi eğitim imkânı olmayan yetenekli gençleri evrensel değerleri benimsemiş, özgüvenli, ülkesine ve topluma karşı görev ve sorumluluklarının bilincinde lider bireyler olarakyetiştirmektedir. Darüşşafaka Cemiyeti; Darüşşafaka Lisesi’nden mezun olarak üniversiteye devam eden mezunlarına da karşılıksız burs desteği sağlamaktadır.Öte yandan 2014 yılından itibaren Darüşşafaka mezunu olmayan üniversite öğrencileri için de yükseköğrenim burs programı bulunmaktadır.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için şahsi gelirleri ile yapılmıştır.

Uğur ve Nurten Tatlıcı’dan LÖSEV’e Destek

Merhum işadamı Salih Tatlıcı’nın eşi Nurten Tatlıcı ile oğulları Uğur Tatlıcı,
lösemili ve kan hastası çocukların, sağlık ve eğitim başta olmak üzere her türlü ihtiyaçlarının sağlanmasına, yetişkin lösemi ve kanser hastalarına ve ailelerine yardımcı olabilmek amacıyla LÖSEV Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı’na bağışta bulundular.

Bir çocuğumuzu, yetişkin insanımızı sağlığına kavuşturmaktan daha önemli ne olabilir?

Bağışla ilgili olarak Uğur Tatlıcı; “LÖSEV’in binlerce lösemili çocuğa, yetişkin lösemi ve kanser hastalarına ve ailelerine destek sağlayıp, sorunlarına kalıcı çözümler bulan bir kurum olması bana ve anneme de hayat mücadelemizde rehber olmuştur. Böyle kıymetli bir kuruma faydamız olabildiyse ne mutlu bize.” dedi.

Lösemi ve kanser hastalarının gülümsemesini sağlayan LÖSEV

LÖSEV Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı, 1998 yılında kuruldu. 2000 yılında Türkiye’nin ilk ve tek Lösemili Çocuklar Hastanesi LÖSANTE, 2008 yılında lösemili çocukların ücretsiz kolej eğitimi alabilecekleri Lösemili Çocuklar Okulu, 2010 yılında ise tedavileri için Ankara dışından gelen ailelerimizin tedavi esnasında uzun veya kısa dönem konaklayabilmeleri için Lösemili Çocuklar Köyü faaliyete geçirildi. Bu süre zarfında LÖSEV; sadece lösemili çocuklar ve kanser hastalarını değil, tüm Türkiye’yi lösemi, kanser ve korunma yolları konularında bilinçlendirdi, köklü çözümler yaratmayı, toplumsal ve kalıcı hizmetler vermeyi sürdürdü. 2015 yılında ise “insanlık ölmesin, insanlar da ölmesin” diyerek Avrupa’nın ilk, ülkemizin en donanımlı Lösemili Çocuklar Kenti ve multidispliner hastanesi LÖSANTE ülkemize kazandırıldı.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için şahsi gelirleri ile yapılmıştır.

Uğur ve Nurten Tatlıcı’dan Açlıkla Mücadeleye Destek

Merhum işadamı Salih Tatlıcı’nın eşi Nurten Tatlıcı ile oğulları Uğur Tatlıcı, Birleşmiş Milletlere bağlı olarak çalışan ve dünya çapında açlıkla mücadele eden Dünya Gıda Programı’na (WFP) bağışta bulundu.  Programın okul çağındaki çocukların sağlıklı beslenmesi amacıyla oluşturduğu Okul Yemekleri alanında bağışta bulunan Uğur ve Nurten Tatlıcı; böylece dünyanın en büyük ve kapsamlı okul yemekleri sağlayıcısı olarak her gün dünya çapında milyonlarca çocuğun beslenmesine yardımcı olan programın destekçilerinden oldular.

Daha İyi Bir Dünya İçin Çocuklar Aç Kalmasın

Bağışla ilgili olarak Uğur Tatlıcı; “Rahmetli babam ‘açlık bir insanın başına gelebilecek en büyük felaketlerden biridir’ derdi ve kimse açlıkla terbiye olmasın diye her zaman dua eder, açlık çeken çocuk, yetişkin herkese daima destek olurdu. Barış ve huzur içerisinde bir dünyada yaşamak istiyorsak açlık sorununun çözülmesi gerekir. Bolluğun olduğu bir dünyada açlık geçmişte kalmalıdır. Ben ve annem de açlığın hastalıklara, ölümlere, suç işleme eğiliminin artmasına yol açacağını düşünüyor ve açlıkla mücadele eden organizasyonlara destek oluyoruz.” dedi.

Hayat kurtaran ve hayatları değiştiren insani yardım kuruluşu:

Dünya Gıda Programı (World Food Programme, WFP) 

Dünya Gıda Programı (World Food Programme, WFP), Birleşmiş Milletler‘in gıda yardım programı ve açlıkla mücadele ile gıda güvenliği alanında dünyanın en büyük insani yardım kuruluşudur. 1961 yılında kurulan program, savaşlar ve doğal afetler gibi acil durumlarda da insanlara gıda yardımı ulaştırmaktadır.

Dünya Gıda Programı kapsamındaki faaliyet alanlarından biri de Okul Yemekleri desteğidir. Dünya çapında neredeyse tüm ülkelerin okul yemekleri programı bulunmaktadır ve bu alanda her gün çocuk yuvalarından orta okullara kadar en az 368 milyon çocuğun sağlıklı beslenmesi ve gelişimlerini elverişli koşullarda tamamlamaları sağlanmaya çalışılmaktadır.

Dünya Gıda Programı’nın çabalarıyla, yoksul ve açlıkla mücadele eden ailelere okul çağındaki çocukları üzerinden ulaşılarak çocukların hem eğitimleri, hem de sağlıklı beslenmeleri için etkili adımlar atılabilmektedir.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için şahsi gelirleri ile yapılmıştır.

Nurten ve Uğur Tatlıcı’dan Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği (BEDD)’ne Destek

Merhum işadamı Salih Tatlıcı’nın eşi Nurten Tatlıcı ile oğulları Uğur Tatlıcı,

ülkemizde özellikle ortopedik engelli vatandaşlarımızın sosyal hayata katılmalarının önündeki engelleri kaldırmaya yönelik faaliyetleriyle saygın bir yer edinmiş olan BEDD (Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği)’ne bağışta bulundu. Bu vesileyle dernek Genel Başkanı Sayın Kemal Demirel tarafından bir teşekkür belgesi sunulmuştur.

Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği’ne desteğimiz devam edecek

Bağışla ilgili olarak Uğur Tatlıcı; “Rahmetli babam engelli kardeşlerimize daima sevgi ve şefkatle yaklaşır, zor bir hayat yaşadıklarını derinden hissederek her fırsatta dertlerine ortak olmaya çalışırdı. Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği ile geliştirilen işbirliğinin bir parçası olarak daha önce engelli ailelerin okul çağındaki çocuklarına verilen eğitim yardımı ve derneğin hayır amaçlı etkinliklerine verilen desteklerin yanında, ortopedik engelli vatandaşlarımızın tekerlekli sandalye ve diğer donanım ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılan çalışmalara da  annem ile birlikte her zaman destek olmaya devam edeceğiz.” dedi.

Yaklaşık 30 Yıllık Geçmişi İle Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği (BEDD)

20 Temmuz 1993 tarihinde yardımlaşma derneği olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan tüm ortopedik engellilerin eğitim, sağlık ihtiyaçlarına katkıda bulunarak sosyal dayanışmasını sağlamak amacıyla kurulmuştur. Bünyesinde bulunan engelli vatandaşlar için din, dil, ırk, bölge ve cinsiyet ayırımı gözetmeksizin gerekli desteği sağlamayı amaçlamaktadır. Gerçekleştirdiği  çalışmalarla engellerin yıkılmasında Türkiye’de öncü bir dernek haline gelmiştir. Türkiye’nin en çok bilinen  ve güvenilen  ilk yirmi sivil toplum kuruluşundan biri olarak, daha çok engelli vatandaşımıza hizmet etmeyi amaçlamaktadır. Bedensel engelli çocuk ve gençlere tedavi, yardım ve eğitim imkanı sağlamaya  odaklanmış olup, ailelerinin ve genelde toplumun bilinçlendirmesiyle de bu kişilerin toplumsal yaşama  aktif katılımına öncülük yapmaktadır. Kurulduğu günlerde maddi  imkansızlıklarla mücadele eden BEDD, bugün yılda ortalama 5.000 engelli ihtiyaç sahibine yardım ulaştırmaktadır. BEDD’de ışık hiçbir zaman sönmemiş ve hizmete ara verilmemiştir. Gönül dostlarının ve bağışçılarının desteğiyle her geçen gün daha da güçlenmekte olan dernek engelleri kaldırmak için faaliyetlerine devam etmektedir.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için şahsi gelirleri ile yapılmıştır.

Uğur ve Nurten Tatlıcı’dan Suriyeli Konuklarımıza Yardım

Merhum işadamı Salih Tatlıcı’nın eşi Nurten Tatlıcı ile oğulları Uğur Tatlıcı;

Kızılay’ın Suriyeli mülteciler için organize ettiği yardım kampanyasına bağışta bulundu.

Türk halk kültürünün en önemli değeri konukseverliktir

Bağışla ilgili olarak Uğur Tatlıcı; “Rahmetli babam Salih Tatlıcı hayırsever bir işadamıydı. Her zaman ihtiyacı olanın yardımına koşardı. Babam komşu devletlerden ülkemize sığınmış çare arayan mültecilerin yaşadıkları hazin hayata çok üzülür, onlara her fırsatta destek olurdu. Suriyeli mülteci kardeşlerimiz de ülkelerinden, ailelerinden, sevdiklerinden, evlerinden, eşyalarından, kültürlerinden kısacası köklerinden koparıldılar ve büyük travmalar yaşadılar, yaşıyorlar. Tarihsel önemi de büyük köklü kuruluşumuz  Kızılay’ın Suriyeli kardeşlerimizin yaralarını sarmak için organize ettiği kampanyayı can-ı gönülden destekliyoruz.” dedi.

İnsancıllığın, tarafsızlığın, barışın simgesi Türkiye Kızılay Derneği

Savaş alanında yaralanan ya da hastalanan askerlere hiçbir ayırım gözetmeksizin yardım etmek arzusundan “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla 11 Haziran 1868 tarihinde kurulmuştur. Kızılay’ın alameti, beyaz zemin üzerinde karşıdan bakarken sola doğru açık kırmızı “ay” dır. Yalnız Kızılay bayrağında “ay”ın açık yüzü bayrak direğinin tersine doğrudur. Kızılay, 1876 Osmanlı- Rus Savaşı’ndan 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar geçen süre içinde, Türkiye’nin taraf olduğu tüm savaşlarda, cephe gerisinde kurduğu seyyar ve sabit hastaneler, hasta taşıma servisleri, donattığı hastane gemileri, yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hasta bakıcılar aracılığıyla savaş alanında yaralanan ya da hastalanan on binlerce Mehmetçik’in dost ve düşman askerinin bakım ve tedavisine yardımcı olmuş, Türk olsun düşman olsun savaş esirlerine gereken insancıl yardımları yapmış; savaştan etkilenen sivil halkın bakımı ve korunması için çaba göstermiştir.

Kızılay’ın amacı, her nerede görülür ise, hiçbir ayrım yapmaksızın insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın hayatını ve sağlığını korumak, onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu, saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı getirmeye uğraşmaktır. Kızılay ihtiyaç anında dayanışmanın, ıstırap anında eşitliğin, savaşın en kızgın anında insancıllığın, tarafsızlığın ve barışın simgesidir.

Kızılay, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Topluluğu’nun temel ilkelerini paylaşır. Bunlar; insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik ilkeleridir. Kızılay, tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tâbi, kâr amacı gütmeyen, yardım ve hizmetleri karşılıksız olan ve kamu yararına çalışan bir gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için şahsi gelirleri ile yapılmıştır.

Uğur ve Nurten Tatlıcı’dan Darülaceze’ye Anlamlı Destek

Merhum işadamı Salih Tatlıcı’nın eşi Nurten Tatlıcı ile oğulları Uğur Tatlıcı;

1895 yılında Sultan II. Abdülhamit Han tarafından kurulan asırlık hayır kurumumuz Darülaceze’ye bağışta bulundular. Bu vesileyle, Darülaceze Başkanı Sayın Dr. Aylin ÇİFTÇİ tarafından bir şükran belgesi sunulmuştur.

Hayır amaçlı faaliyet gösteren kurumlarımıza desteğimiz devam edecek

Bağışla ilgili olarak Uğur Tatlıcı; “Sevgi ve şefkatle ihtiyacı olan herkese destek olan rahmetli babam Salih Tatlıcı’dan en çok duyduğum ‘darda ve sıkıntıda olan yaşlılarımızı ve kimsesiz çocuklarımızı mutlu etmek beni çok mutlu ediyor’ sözleriydi. Annem ve ben de ihtiyacı olan herkese kucak açan,  böylesi kutsal bir amaç için kurulmuş  asırlık Darülaceze kurumumuza destek olup ihtiyacı olan yaşlılarımızın ve kimsesiz çocuklarımızın yanında olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu tür hayır amaçlı faaliyet gösteren kurumlarımızı desteklemeye devam edeceğiz.” dedi.

Asırlık Şefkat Yuvası: Darülaceze

1895 yılında Sultan II. Abdülhamit Han tarafından kurulan Darülaceze günümüze kadar 30.000’i çocuk olmak üzere toplam 72.000 kişiye kucak açmıştır. Kuruluş felsefesinden ödün vermeden din, dil, ırk, sınıf, cinsiyet, mezhep farkı gözetmeksizin bakıma muhtaç yaşlı, engelli insanları, sokağa terk edilmiş kimsesiz yavruları bağrına basan bu asırlık kurumumuz; bütün bu özellikleriyle de dünyada pek benzeri olmayan çok özel bir hayır kurumumuz olarak varlığını sürdürmektedir.

Tamamen hayırseverlerin bağışlarıyla ayakta duran, devlete bağlı bir organizasyon yapısına sahip olmasına rağmen devlete yük olmadan faaliyetlerini sürdüren bu kurumumuzun, unutulmaya yüz tutmuş insani değerlerimizi ısrarla ayakta tutabilmesi ve taşıdığı dayanışma sembolü olma vasfının önemi nedeniyle hayırseverler tarafından nice yüzyıllar yaşatılması gerekmektedir.

Toplam 27.000 m2’lik bir alan üzerinde kurulan Darülaceze bünyesinde, 7 aceze (düşkünler) servisi, bir poliklinik, bir çocuk kreşi, içinde kütüphanesi bulunan rehabilitasyon merkezi, fırın, 3000 kişiye yemek yapabilecek kapasitede modern bir mutfak, kesimhane, kurban derilerini bir yıl süreyle muhafaza edebilecek buzhane, çamaşırhane ve kurumun ihtiyaçlarına cevap verecek ölçüde terzihane, matbaa, marangozhane, ayakkabı tamir atölyesi, demirhane mevcuttur.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için şahsi gelirleri ile yapılmıştır.