Vakfımızdan Kanserle Mücadeleye Destek

Vakfımız; deneysel ve klinik kanser araştırmalarını desteklemek, kanserin doğası ve tedavisi hakkında bilgiyi yaymak ve ihtiyacı olan kanser hastalarına destek sağlamak amacıyla

üç ana alanda  (araştırma, bilgi ve hasta desteği) çalışmalar yapan asırlık kuruluş Danish Cancer Society (Danimarka Kanser Derneği)’ne bağışta bulundu. Bağışla ilgili dernekten Vakfımıza teşekkür belgesi sunuldu.

Kanserle Mücadele İçin Yapılan Çalışmalar Desteklenmelidir

Bağışla ilgili olarak Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tatlıcı; “Kanser toplumumuzdaki pek çok kişiyi etkiliyor. Kansersiz bir yaşam için güçlü ve aktif bir çalışma gerekiyor. Daha az insanın kansere yakalanması, daha fazla insanın kanserden kurtulması ve kanserle ve sonrasında daha iyi bir yaşam için 100 yıldan fazla bir süredir araştırmalar, çalışmalar yapan Danish Cancer Society’e bağışta bulunmaktan Salih Tatlıcı Vakfı olarak  onur duyduk.” dedi.

Danish Cancer Society

Danish Cancer Society (Danimarka Kanser Derneği)’nin temel taşı, önde gelen Danimarkalı doktorların kanserle mücadele için çaba göstermeye karar verdiği 1904-05 yılında atıldı. Bu, Genel Danimarka Tabipler Birliği Kanser Komitesi’nin oluşturulmasıyla yapılmıştır. O dönemde radyumun kanseri iyileştirici etkisi yeni keşfedilmişti. Komitenin amacı radyum alımı için para toplamaktı. Frederik VIII’in 1912’de ölümü üzerine, kanser hastalarının radyumla tedavi edilebileceği radyum istasyonları (kanser hastaneleri) kurmak ve işletmekle görevlendirilen yeni kurulan Radyum Vakfı için ülke çapında bir bağış toplama etkinliği yapıldı. 1928 yılında, Danimarka Kanser Derneği Ulusal Birliği, Kanser Komitesi ve Radyum Vakfı’nın faaliyetleri ve finansmanının birleştirilmesiyle kuruldu.

Danimarka Kanser Derneği Ulusal Birliği 1928’de kurulduğunda, derneğin en önemli görevi kanser hastalarını tedavi etmekti. Dernek aynı zamanda deneysel ve klinik kanser araştırmalarını desteklemek, kanserin doğası ve tedavisi hakkında bilgiyi yaymak ve ihtiyacı olan kanser hastalarına destek sağlamaktı. Son üç alan aslında derneğin bugün çalıştığı alanların aynısıdır: araştırma, bilgilendirme ve hasta ve yakınlarına yardım, günümüzde tedavi ise kamu sektörü tarafından üstlenilmektedir.

Bununla birlikte, kanser araştırmaları başta olmak üzere diğer odak alanları da önemliydi ve derneğin 1960’lar ve 1970’ler boyunca güçlendirmeyi seçtiği araştırma tam da buydu. 1962 yılında radyum istasyonlarının işletmesi devlete devredildi ve devlet de giderek artan işletme desteği sağladı. Bugün, Danimarka Kanser Derneği hâlâ üç ana alanda (araştırma, bilgi ve hasta desteği) çalışmaktadır. Danimarka Kanser Derneği’nin sesinin ağırlığı mevcuttur, zira dernek ülkenin en büyük derneklerinden biri ve birçok üyeyi ve aktif gönüllüyü temsil etmektedir.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Vakfımızdan Hayvan İstismarıyla Mücadele Eden HSI Derneğine Destek

50’den fazla ülkede hayvanların refahını geliştiren, dünya çapında insan-hayvan bağını geliştirmek, köpekleri ve kedileri kurtarmak ve korumak, çiftlik hayvanlarının refahını iyileştirmek, yaban hayatını korumak, hayvanlardan arındırılmış test ve araştırmaları teşvik etmek, müdahalede bulunmak için dünya çapında çalışmalar yapan, felaketlere ve hayvanlara yönelik her türlü zulme karşı koymaya çalışan “Humane Society International” isimli organizasyona Salih Tatlıcı Vakfı olarak yeniden bağışta bulunduk. Bağışla ilgili olarak organizasyon tarafından Vakfımıza teşekkür belgesi sunuldu.

Can Dostlarımızın Yaşam Haklarını Ellerinden Alamayız

Bağışla ilgili olarak Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tatlıcı; Her sene milyonlarca hayvan; tıbbi ve akademik gerekçelerle, ilaç ve kozmetik gibi sektörler için kullanılıyor. Deneyler, hayvanların beden bütünlüklerini bozup çoğunlukla ölümlerine sebep oluyor. Hayvanlar ve insanlar farklı biyolojik yapıya sahipler. Dolayısıyla bir tavşan, fare ya da maymunda yapılan bir test insan bedenine yüzde 100 uyumlanamıyor. Kedi, köpek eti ticaretine maruz kalanlar, laboratuvarlarda ve fabrika çiftliklerinde acı çekenler, vahşi doğada istismar edilenler de dahil olmak üzere dünya çapındaki tüm hayvanları korumaya yönelik çalışmaları desteklemek gerekiyor. Biz de Vakıf olarak; hayvan istismarı ile mücadele eden, tüm hayvanlar için zulümsüz bir yaşam tarzı teşvik etmeye yönelik çalışmalar yapan “Humane Society International” isimli organizasyona bir kez daha bağışta bulunmayı görev bildik.” dedi.

HUMANE SOCIETY INTERNATIONAL

Dünyanın önde gelen hayvan koruma yardım kuruluşlarından biri olan “Humane Society International” (HSI), 50’den fazla ülkede hayvanların refahını geliştirmekte ve 30 yılı aşkın süredir olumlu değişime öncülük etmektedir.

HSI, hayırseverlik sorumluluğuna ilişkin 20 standardın tamamı için “Better Business Bureau” tarafından onaylanmıştır. Kurtarma çabaları, afet müdahalesi, veteriner klinikleri ve yerel kuruluşları güçlendiren çalışmaları aracılığıyla, dünya çapında hayvanların çektiği acılarla mücadelede kritik ve genişleyen bir rol üstlenmiştir. Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde kozmetik ürünlerin hayvanlar üzerinde test edilmesine yönelik ulusal yasaklar getirilmesi için yoğun çaba sarfetmektedir. Ayrıca köpek eti ticaretiyle  ve evcil hayvanların aşırı popülasyonuyla etkili ve insani bir şekilde mücadele etmektedir. Fonlarının yüzde seksen beşi, acımasız köpek eti ticaretine son vermekten yaban hayatı istismarının korkunç biçimleriyle mücadeleye kadar hayvan koruma programlarına harcanmaktadır.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Mutlu ve Sağlıklı Yıllar…

2023 yılını geride bırakıyoruz.

Bizi büyük acılar içinde bırakarak aramızdan ayrıldığı 22 Şubat 2009’dan bugüne dek her zaman kalbimizde yaşattığımız ve yaşatacağımız kıymetli eşim ve babamız Salih Tatlıcı’yı 2024 yılına girerken saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz.

Tüm kültürlere, tüm inançlara saygıyla yaklaşan, hiçbir insanı ötekileştirmeden, tüm dinlere ve inançlara eşit mesafede duran Vakfımız; yurtiçi ve yurdışında engelliler, çevre, eğitim, kültür, sahipsiz hayvanlar, savaş mağdurları, deprem mağdurları, Afrika’ya su sağlamak gibi her zaman yardım bekleyenlere destek oldu.

6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illerimizde de yaşanan büyük depremde çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti, yaralandı, evini, eşyasını yitirdi. Vakfımız bu depremde, öncelikle barınma olmak üzere, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gidermeye yönelik çalışmalar yapan AFAD başta olmak üzere tüm Sivil Toplum Kuruluşlarına destek verdi.

 “Salih Tatlıcı Vakfı” olarak 2024 yılının ülkemizde ve tüm dünyada  insanlığı ve tüm canlıları olumsuz etkileyen kötülüklerin sona ermesini, tüm insanlar ve canlılar için  sevginin, barışın, sağlığın ve huzurun egemen olduğu, güzel bir yıl olmasını gönülden diliyoruz.

Mutlu Yıllar!


Nurten & Uğur Tatlıcı

Vakfımızdan Brezilya’lı Dostlarımıza Noel Hediyesi

Salih Tatlıcı Vakfı olarak; yoksullukla mücadeleye yönelik entegre bir yaklaşım uygulayarak ve geliştirerek sağlık ve insani gelişmeyi teşvik etmek için çalışan, çalışmalarından dolayı ödüller almış olan, Brezilya’da 85.000’den fazla sosyal açıdan savunmasız insanın ve dört kıtada dolaylı olarak 1.000.000’dan fazla kişinin hayatını doğrudan etkilemiş olan, Latin Amerika’nın en iyi Sivil Toplum Kuruluşu ve dünyanın 20. STK’sı olarak kabul edilen merkezi Brezilya’da buluna “Institute DARA”’ya bağışta bulunduk.

Bir Noel Rüyasının Gerçekleşmesine Destek Verdik

Bağışla ilgili olarak Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tatlıcı; “Birçok insan için Noel, geleneksel Yılbaşı yemekleri ile dolu bereketli bir sofra anlamına gelir. Ama bu herkes için böyle değil. Dara Enstitüsü’nün yardım ettiği sosyal kırılganlık durumlarındaki pek çok anne, sofraya yemek koymakta ve ailelerine neşeli ve onurlu bir Noel yaşatmakta zorlanıyor. Bir bağışla ailelerin daha fazla yiyecek, daha fazla kardeşlik ve daha fazla mutlulukla bir akşam yemeği yemesini mümkün kılmak mümkün.Vakıf olarak yoksullukla mücadelede bütünleşik çok disiplinli bir yaklaşımın uygulanması ve yaygınlaştırılması yoluyla sağlık ve insani gelişmenin desteklenmesi için çaba sarfeden DARA Enstitüsü’ne bağışta bulunduk. Herkesin aynı fırsatlara ve haklara sahip olduğu, insanların kendi gelişimlerinde öncü oyuncular olmalarını sağlayan sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünyada yaşamak ümidiyle 2024 yılında sağlıklar ve mutluklar diliyoruz.” dedi.

Instituto DARA

Dara Enstitüsü, yoksullukla mücadeleye yönelik entegre bir yaklaşımı uygulayarak ve geliştirerek sağlık ve insani gelişmeyi teşvik etmek için çalışan bir sivil toplum kuruluşudur.

Dara, otuz yıl boyunca inşa edilmiş bir isim ve binlerce ailenin tamamen dönüşümüyle ilişkilendiriliyor. Kelimenin asıl anlamı, yüzyıllarca süren anılar ve zorluklarla güçlenen Asya Sanskritçesi Khmer dilinde “yıldız”dır. Dünyada sağlığın sosyal belirleyicileriyle ilgili sektörler arası çalışmalarda öncü olan kuruluş, 1991 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro kentindeki Hospital da Lagoa’dan bir grup profesyonelin yanı sıra Doktor Vera Cordeiro tarafından kurulmuştur.

Yoksulluğun çok boyutlu olması nedeniyle Dara, savunmasız ailelerin toplumsal dönüşümünün ancak insani gelişmenin farklı alanlarının eş zamanlı ve bütünleşik bir şekilde ele alınmasıyla mümkün olabileceğine inanmaktadır. Bu nedenle Dara, her ailenin ihtiyaçlarına göre tasarlanan Plano de Ação Familiar (PAF – Aile Eylem Planı) sosyal metodolojisini geliştirmiştir.

Enstitü, misyonunu gerçekleştirmek için hassas ailelere doğrudan yardım etmekte, insani gelişme konusundaki bilgiyi teşvik etmekte, kamu politikalarını etkilemek ve sivil toplumu harekete geçirmek için çalışmaktadır.

Dara, art arda on yıl boyunca (2022’ye kadar), Latin Amerika’nın en iyi Sivil Toplum Kuruluşu ve dünyanın 20. STK’sı olarak kabul edilmiştir. Tarihi boyunca enstitü çalışmalarından dolayı ödüller almış ve takdir edilmiştir ve Brezilya’da 85.000’den fazla sosyal açıdan savunmasız insanın ve dört kıtada dolaylı olarak 1.000.000’dan fazla kişinin hayatını doğrudan etkilemiştir.

Tarihi boyunca Dara’nın etkisi 1600’den fazla gönüllünün, 100’ün üzerinde çalışanın ve ortaklık ağının çalışmaları sayesinde mümkün olmuştur. Dara Institute’un genel merkezi Botafogo, Rio de Janeiro’da (RJ) bulunmaktadır ve Brasília (DF), São Paulo (SP) ve New York’ta (ABD) ofisleri bulunmaktadır.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Tüm Hristiyan Aleminin Noel Bayramını Kutluyoruz

Her yıl hepimiz için bir umut ve sevinç kaynağı, yeniden doğuşun sevginin simgesidir. Günümüzde dünyamızda yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen insanlığın tercihi her zaman sevgi, barış ve huzurdan yana olmuştur.

İnsanlara sevgiyi ve hoşgörüyü hatırlatan önemli günlerden biri olan ve tüm Hristiyan aleminde coşkuyla kutlanan Noel Bayramı’nın, her zaman ihtiyaç duyduğumuz şiddet ve çatışmadan uzak, sevgi dolu günlerin yakın olmasına vesile olmasını diliyoruz.

Bu vesileyle tüm kültürlere, tüm inançlara saygıyla yaklaşan, hiçbir insanı ötekileştirmeden, tüm dinlere ve inançlara eşit mesafede duran Salih Tatlıcı Vakfı olarak insanlığın barış içerisinde bir arada yaşadığı bir dünya temennisiyle, ülkemizde ve dünyamızdaki tüm Hristiyanların Noel Bayramı’nı en içten duygularımızla tebrik ediyor; kendilerine huzur, mutluluk ve esenlikler diliyoruz.

 

Nurten & Uğur Tatlıcı

 

Christmas (Noel) Bayramı

Noel, her yıl 25 Aralık tarihinde İsa’nın doğumunun kutlandığı Hristiyan bayramıdır. Ayrıca Doğuş Bayramı, Kutsal Doğuş veya Milat Yortusu olarak da bilinir.

Noel, her yıl dünyadaki Hristiyanların çoğunluğu tarafından 25 Aralık’ta kutlanır. Bazı ülkelerde kutlamalar 24 Aralık’ta Noel arifesiyle başlar ve 25 Aralık bitimine kadar devam eder.

Günümüzde başta İngilizce konuşan coğrafya olmak üzere bazı Batılı ülkelerde Noel anlamında kullanılan Christmas” ve benzeri diğer kelimeler ise Yunanca Khristos (Mesih) ve Latincedeki messa (Efkaristiya ayini) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Messa sözcüğünün kökeni ise yine Latince “missa” (yollama, gönderme) sözcüğüdür.

Noel günü Noel Ağacı‘nın altına bırakılmış hediyeler alınıp verilir. Küçük çocuklar için dev çorapların içine hediyeler ve şekerlemeler konur. Çocuklara bu hediyeleri Noel Baba‘nın getirdiği söylenir.

Hristiyanlıkta Noel ağacı İsa Mesih’in doğuşunu ve dirilişini simgelemektedir. Ağacın dalları ve dikensi yaprakları ölümsüzlüğün simgesi olarak görülür ve İsa’nın çarmıhta giydiği dikenli tacı simgelediği söylenir. Ayrıca Noel ağacını süslemek için kullanılan her süslemenin özel bir öneme sahip olduğuna inanılıyor. Manevi açıdan da kişiye özgü niteliklerimizin süs olduğu düşünülüyor; örneğin barış, sevgi, nezaket, sevinç, iyilik, vefa, nezaket vb.

Ağacı süslemek tüm aileye keyifli zamanlar yaşatır. Her yıl tüm üyeler bir araya gelerek ağacı çeşitli süslemelerle süsleyerek, sağlıklı ve neşeli bir yaşam dileklerinde bulunurlar.

Daha Yeşil Bir Dünya İçin Elele

Vakfımız; ekoloji ve dayanışma konularında farkındalığı artırmak ve daha sürdürülebilir bir dünya için sahada, şirketlerde ve topluluklarda somut eylemlerde bulunmak suretiyle daha sağlıklı bir dünya için çalışmalar yapan Paris’te kurulu “The GoodPlanet Foundation” vakfına bağışta bulundu. Bağışla ilgili olarak vakıf yönetiminden Vakfımıza teşekkür mektubu sunuldu.

Dünya Gezegenini Çok Daha Sağlıklı, Daha Yeşil Ve Daha Mutlu Yaşanabilir Bir Yer Haline Getirmek Ve Olumlu Bir Değişim Yaratmak İçin El Ele Verelim.

Bağışla ilgili olarak Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tatlıcı; “Tüm insanlık olarak doğaya zarar vermekten, onu kirletmekten acilen vazgeçelim. Daha sağlıklı bir çevre acil bir ihtiyaçtır. Gelin hep birlikte herkes için daha temiz, daha sağlıklı ve daha sürdürülebilir bir gelecek şekillendirelim. Salih Tatlıcı Vakfı olarak doğayı ve çevreyi korumak amacıyla üzerimize düşeni her zaman yapmaya devam edeceğiz.”  dedi.

The GoodPlanet Foundation

Bir kamu hizmeti olarak tanınan GoodPlanet Vakfı, 2005 yılında Yann Arthus-Bertrand tarafından sanatsal çalışmalarının ve kararlılığının bir uzantısı olarak kuruldu. Başlıca görevi ekoloji ve dayanışma konularında farkındalığı artırmak ve daha sürdürülebilir bir dünya için sahada, şirketlerde ve topluluklarda somut eylemlerde bulunmaktır. 2017 yılında Paris’te Bois de Boulogne’un kalbinde  3,5 hektarlık bir doğada  ekoloji ve dayanışmaya adanmış ilk ofisi açıldı. Her yıl yaklaşık 60.000 insanı ücretsiz olarak ağırlayan ve onlara kararlı bir sanatsal ve kültürel program aracılığıyla olumlu ve yardımsever bir ekoloji deneyimi yaşatmaktadır.

GoodPlanet Vakfı’nın misyonu, tüm paydaşlar arasında güncel çevresel ve sosyal konulara ilişkin farkındalığı artırmaktır. Gezegen ve üzerinde yaşayanlar adına hareket etmek amacıyla sahada projeler hayata geçiriyor ve bu sayede herkese kendini adayarak değişimin aktörü olma fırsatını sunmaktadır. Dünyanın her yerinde bu kalkınma projeleri çevrenin, ilgili nüfusların yaşam kalitesinin iyileştirilmesine ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıda bulunmaktadır. Vakıf aynı zamanda hayırseverlerin ister saha projeleri, ister çevre ve dayanışma konulu eğitim projeleri olsun, güçlü çevresel ve sosyal etkileri olan projeleri desteklemesine olanak tanımaktadır.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Musevi Aleminin Hanuka Bayramı Kutlu Olsun

Hanuka’nın hikayesi bize, nerede bulunursa bulunsun, bir parça ışığın bile karanlığı dağıtabileceğini ve ileriye giden yolu aydınlatabileceğini öğretiyor.

Köklü tarih ve medeniyetin bıraktığı en değerli miraslardan biri dil, inanç ve ırk temelinde her türlü ayrımcılığı reddeden hoşgörü anlayışıdır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde farklı inançlara ve kimliklere yönelik tahammülsüzlüğün arttığı günümüzde, her türlü ayrımcılığın karşısında durarak, bu değerlere sahip çıkmak insanlık görevidir.

Bu vesileyle tüm kültürlere, tüm inançlara saygıyla yaklaşan, hiçbir insanı ötekileştirmeden, tüm dinlere ve inançlara eşit mesafede duran Salih Tatlıcı Vakfı olarak insanlığın barış içerisinde bir arada yaşadığı bir dünya temennisiyle, ülkemizde ve dünyamızdaki tüm Musevilerin Hanuka Bayramı’nı en içten duygularımızla tebrik ediyor; kendilerine huzur, mutluluk ve esenlikler diliyoruz.

 

Nurten & Uğur Tatlıcı


Hanuka Bayramı

Hanuka veya Işıklar BayramıSeleukos İmparatorluğu‘nun elindeki Kudüs‘ün MÖ 200’lerde Yahudiler tarafından geri alınmasının şerefine 2200 yıldır kutlanan bir Yahudi bayramıdır. İbrani takvimine göre Kislev‘in 25. gününden başlayarak sekiz gün sekiz gece boyunca sürer. Gregoryen takvimine göre en erken Kasım sonunda, en geç ise Aralık ortalarında meydana gelir. Festival, menora (veya hanukkiah) adı verilen dokuz dallı bir şamdanın mumlarının yakılmasıyla başlar.

Dünyadaki Tüm Engellilerin “Dünya Engelliler Günü” Kutlu Olsun

Vakfımız; Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılından bu yana her yıl 3 Aralık’ta kutlanan uluslararası farkındalık günü vesilesiyle; Meksika’nın Puerto Vallarta ve Banderas Körfezi bölgesindeki düşük gelirli ailelerin engelli çocuklarına bakım sağlayan, kar amacı gütmeyen kayıtlı bir yardım kuruluşu olan Pasitos de Luz”’a bağışta bulundu. Bağışla ilgili olarak ilgili kuruluş tarafından Vakfımıza teşekkür belgesi sunuldu.

Sevgi, Dayanışma Ve Empati İle Engelsiz Bir Yaşamı Hep Birlikte İnşa Edebiliriz

Bağışla ilgili olarak Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tatlıcı; “Bu özel gün, tüm toplumlarda farkındalık yaratmak ve herkesin engelsiz bir yaşam sürmesine destek olmak için bir fırsat. Engelli insanlara saygı, insanlığa saygıdır. Engelleri birlikte aşabilir, birbirimize destek olabiliriz. Engeller, güçlü iradeyle aşılabilecek zorluklardır. Engelli bireylerin azmi, bize hayatta ne kadar güçlü olabileceğimizi öğretiyor. Vakıf olarak; din, dil, ırk, bölge ve cinsiyet ayırımı gözetmeksizin dünyadaki tüm engellilere gerekli desteği sağlamak amacıyla Meksika’daki “Pasitos de Luz”’a bağışta bulunduk. Vakıf olarak, engellileri kucaklayacak bir dünya için destek ve çalışmalarımıza devam edeceğiz. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kutlu olsun.” dedi.

Pasitos de Luz

Kasım 2000’de kurulmuş olan Pasitos de Luz, Meksika’nın Puerto Vallarta ve Banderas Körfezi bölgesindeki düşük gelirli ailelerin engelli çocuklarına bakım sağlayan, kar amacı gütmeyen kayıtlı bir kuruluştur. Sunduğu tüm hizmetler %100 ücretsiz olarak sunulmaktadır. Pasitos de Luz, Casa Connor’da yer almaktadır. Casa Connor’a gelen çocuklar çoğunlukla akut fiziksel ve/veya psikolojik engellerden muzdarip olmakta ve birçoğu genel eğitim sistemine girememektedir. Ayrıca bu çocuklara gün içerisinde güvenli bir ortam sağlanarak ebeveynlerin işe gidebilmeleri sağlanmaktadır. Bu gelir, geçim sıkıntısı çeken birçok aile için hayati önem taşımaktadır. Fizik tedavi, psikolojik bakım, beslenme ve sağlıklı yaşam, eğitim programları ve çok daha fazlasını içeren, tamamen ücretsiz geniş bir hizmet yelpazesi sunmaktadırlar.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Şiddete Maruz Kalan Tüm Kadınlarımızın Yanındayız

Kadına şiddet, yüzleşilmesi gereken en acil meselelerden biridir.

Merhum Babamız Salih Tatlıcı’nın aşıladığı sevgi, saygı ve eşitlik ilkeleriyle onun evladı Uğur ve eşi Nurten olarak, kurduğu üç kişiden oluşan çekirdek ailemizde aile içi şiddetten uzak olsak da, geniş aile tarihimizde maalesef bu konuda olumsuz örnekler mevcut.

Eğitim ve akademik derecelerin şiddetin kökeninde yatan sorunları çözmediğini biliyor, kadına karşı şiddetin karakter eğitimi ve farkındalıkla ele alınması gerektiğine inanıyoruz.

Kadına karşı şiddeti reddediyor ve her kadının saygınlığını, güvenliğini ve eşit haklarını destekliyoruz.

Tüm kadınların mutlu, sağlıklı ve sevgi dolu bir dünyada şiddete maruz kalmadan yaşaması dileğiyle. . .

Nurten&Uğur Tatlıcı

 

25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1999 yılında 25 Kasım gününü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan etti.

Bugünün 25 Kasım olarak belirlenmesinin nedeni 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde meydana gelen bir olaya dayanmaktadır.

Ülkeyi diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo’ya karşıtlığıyla bilinen Mirabal Kardeşler adlı üç kız kardeş, Trujillo’nun: “Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler” şeklinde yaptığı açıklamadan günler sonra boğazlanıp dövülerek vahşice öldürülmüşlerdir.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.

Vakfımızdan Birleşmiş Milletler Temsilciliğine Destek

Vakfımız; mültecilere şefkat elini uzatan, mülteci hakları, sığınmacıların kabul koşulları, kalıcı çözümler, çocukların korunması dahil olmak üzere temel koruma konularında faaliyet gösteren “UNHCR-The United Nations Refugee Agency” İsrail Temsilciliği’ne bağışta bulundu. Bağışla ilgili olarak UNHCR tarafından Vakfımıza teşekkür belgesi sunuldu.

İhtiyaç İçindeki Herkes Sığınma Talebinde Bulunma Hakkına Sahip Olmalıdır.

Bağışla ilgili olarak Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tatlıcı; Kendi ülkelerinde şiddet, zulüm, savaş ya da felaketten kaçmış olan her bireyin sığınma talep etme ve güvenli bir şekilde korumaya erişme hakkını kullanabilmesi sağlanmalıdır. Destek için ulaşacakları başka kimsesi olmayan mültecisığınmacıkendi ülkeleri içerisinde yerinden edilmiş kişilere ve vatansız insanlara hayati önem taşıyan yardım sağlamak insani bir görevdir. Biz de Vakıf olarak; evlerinden kaçmak zorunda kalmış milyonlarca insanın hayatını kurtarmak ve onlara daha iyi bir gelecek inşa etmek için çalışmalar yapan “UNHCR-Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği” – İsrail Temsilciliğine bağışta bulunduk. Türkiye, son yıllarda artan küresel göç dalgalarında önemli bir rol oynamakta ve milyonlarca göçmen ve sığınmacıya ev sahipliği yapmaktadır. Bu bağışımız ile, İsrail gibi bölgedeki diğer ülkeleri, Türkiye ile birlikte göçmen ve sığınmacı sorununun yükünü paylaşmaya teşvik etmeyi amaçladık. Türkiye’nin bu konudaki çabalarının desteklenmesi, bölgesel istikrar ve dayanışma açısından büyük önem taşımaktadır. İhtiyaç içindeki herkesin sığınma talebinde bulunma hakkına sahip olmasını ve başka bir ülkede güvenli bir şekilde korumaya erişmesini temin etmek için sarfedilen çabaların artmasını temenni ediyoruz.” dedi.

UNHCR-The United Nations Refugee Agency

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), II. Dünya Savaşı sonrasında evlerinden kaçan veya evlerini kaybetmiş milyonlarca Avrupalıya yardım etmek amacıyla 1950 yılında kuruldu. Görev süresinin üç yıl sonra dolması öngörülmüştü ve bu süre zarfında UNHCR’nin çalışmalarını tamamlaması gerekiyordu.

73 yıl sonra bugün kuruluş hala yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürmekte, dünya genelinde mültecileri korumaya ve onlara yardım etmeye devam etmektedir. 1954 yılında UNHCR, Avrupa’da çığır açan çalışmaları sebebiyle Nobel Barış Ödülünü kazandı. 1981 yılında dünya genelinde mültecilere sağlanan yardım sebebiyle, UNHCR ikinci Nobel Barış Ödülüne layık görüldü.

21. yüzyılın başlarında UNHCR; Afrika, Ortadoğu ve Asya’dayaşanan büyük mülteci krizlerinde yardım sağlamıştır. Aynı zamanda çatışma nedeniyle ülke içinde yerinden edilmiş kişilere yardım etmek için uzmanlığını kullanması istendiğinde UNHCR vatansız kişilere yardım etmek suretiyle rol oynadığı alanları genişletmiştir. Mültecilerin Hukuki Statüsüne ilişkin 1951 Sözleşmesi, Afrika ve Latin Amerika gibi dünyanın bazı yerlerinde kabul edilen ek bölgesel ve yasal belgelerle güçlendirilmiştir.

2023 yılında 73. yıldönümünü kutlayan UNHCR faaliyet gösterdiği süre boyunca 50 milyondan fazla mültecinin başarılı bir şekilde hayata tekrar adım atmalarına yardımcı olmuştur.

BMMYK İsrail’de ilk kez Mart 1976’da küçük bir ‘Onursal Muhabirlik’ ofisi açarak varlık kurmuştur. Kariyerinde İsrailli Diplomat ve eski Knesset Üyesi olan Bayan Zina Harman, BMMYK’nin ilk Onursal Muhabiri olarak atanmış ve bu görevi 1999 yılına kadar sürdürmüştür. 1990’ların sonlarında, İsrail’deki sığınmacıların sayısı istikrarlı bir şekilde artmaya başlamış ve bu yeni gelişme, Hükümet ve BMMYK’ye, ulusal mülteci statüsü belirleme (RSD) prosedürünün nasıl oluşturulacağı ve daha iyi bir çözüm oluşturulacağı konusunda yapıcı bir diyalog başlatma konusunda ivme kazandırmıştır.

Bu alanda belirtilen bağışlar ve yardım projeleri, vakfımızın kurucusu Nurten Tatlıcı ve onun değerli oğlu Uğur Tatlıcı tarafından, 2009 yılında ebediyete uğurladıkları, ismi vakfımız ile yaşamaya devam eden yardımsever insan merhum Salih Tatlıcı anısına ve onun yardımseverliğini kendi benliklerinde yaşatmak için yapılmıştır.